Basınç Ülseri (Yatak Yarası) Riskini Azaltmaya Yönelik Hemşirelik Bakım Planı
Basınç ülserleri, uzun süreli basınç, sürtünme, nem ve yetersiz beslenme gibi faktörlerin etkisiyle cilt ve altı dokularda oluşan hasarlardır. Hemşirelik bakımının temel amaçlarından biri, bu riski önlemek ve erken müdahale etmektir. Etkili bir hemşirelik bakım planı, kapsamlı bir değerlendirme, bireye özgü müdahaleler ve sürekli izlem gerektirir.
1. Kapsamlı Risk Değerlendirmesi
- Hastanın basınç ülseri riskini belirlemek için standart bir ölçek kullanılmalıdır (örneğin, Braden Ölçeği veya Norton Ölçeği). Bu değerlendirme hastanın kabulünde, durumunda değişiklik olduğunda ve düzenli aralıklarla (en az her 24 saatte bir) tekrarlanmalıdır.
- Değerlendirme şu alanları kapsamalıdır: Duyusal algı, nem, aktivite, hareketlilik, beslenme durumu ve sürtünme/kayma.
- Deri bütünlüğü her gün sistematik olarak, özellikle kemik çıkıntıları (topuk, sakrum, kalça, dirsek, omuz, ense) dikkatle incelenmeli. Kızarıklık, ısı artışı, ödem veya renk değişikliği (özellikle koyu tenli hastalarda mor, morarma) not edilmeli.
- Hastanın altta yatan hastalıkları (diyabet, periferik vasküler hastalık), beslenme durumu, yaşı, kilo kaybı, inkontinans varlığı ve mental durumu da değerlendirmeye dahil edilmelidir.
2. Basınç Yönetimi ve Pozisyon Değiştirme
- Hasta, en az 2 saatte bir pozisyon değiştirilmelidir. Yatak istirahati olan hastalarda 30° yan yatış pozisyonu tercih edilmeli, 90° yan yatıştan kaçınılmalıdır (kalça üzerindeki basıncı artırır).
- Oturur pozisyondaki hastalar her 15-60 dakikada bir (kapasitesine göre) ağırlık aktarımı yapmaya veya kaldırılmaya teşvik edilmeli.
- Uygun basınç dağıtıcı yatak/yatak örtüleri (örn. havalı yatak, köpük yatak, alternatif basınçlı yatak sistemleri) risk seviyesine göre seçilmeli ve kullanım talimatlarına uyulmalıdır.
- Topuklar özel olarak korunmalıdır. Yastık veya köpük desteklerle yukarı kaldırılarak yatakla teması kesilmeli, "yastıklama" yöntemi kullanılmalıdır.
- Pozisyon değiştirirken hastanın derisinde sürtünme ve kayma kuvvetleri oluşturmamaya dikkat edilmeli, kaldırma çarşafları kullanılmalıdır.
3. Deri Bütünlüğünün Korunması ve Cilt Bakımı
- Deri temiz, kuru ve nem dengesi korunmalıdır. Terleme veya inkontinans sonrası deri hemen yumuşak, pH'ı nötr bir temizleyici ve ılık suyla temizlenmeli, hafifçe kurulanmalı (ovuşturulmamalı).
- İdrar ve dışkı ile teması önlemek için uygun emici, nefes alabilen inkontinans ürünleri kullanılmalıdır.
- Kuru cilt için nemlendiriciler, hassas bölgeler için ise bariyer kremler (çinko oksit içerenler gibi) kullanılmalıdır.
- Yatak ve giysilerin kuru, temiz, buruşuksuz ve dikişsiz olması sağlanmalıdır.
- Masaj, özellikle kemik çıkıntılarına kırmızılık oluşmuşsa, kesinlikle yapılmamalıdır. Bu, altındaki dokuda daha fazla hasara neden olabilir.
4. Beslenme ve Hidrasyon Desteği
- Hastanın beslenme durumu düzenli olarak değerlendirilmeli, yetersiz beslenme riski olanlara diyetisyen konsültasyonu istenmelidir.
- Yeterli protein, kalori, C vitamini, çinko ve sıvı alımı sağlanmalıdır. Bu besin öğeleri doku onarımı ve bağışıklık için kritiktir.
- Oral alımı yetersiz olan hastalarda enteral veya parenteral beslenme seçenekleri değerlendirilmelidir.
5. Hasta ve Aile Eğitimi
- Hasta ve ailesine basınç ülserlerinin nasıl oluştuğu, önlemenin önemi ve kendi kendine bakım stratejileri (mümkünse) anlatılmalıdır.
- Pozisyon değiştirme, cilt muayenesi, uygun beslenme ve risk faktörleri konusunda bilgilendirme yapılmalıdır.
- Bakım sürecine aktif katılımları teşvik edilmelidir.
6. Multidisipliner İşbirliği ve Dokümantasyon
- Hemşire, fizyoterapist, diyetisyen, doktor ve hasta bakım teknisyenleri arasında etkin bir iletişim kurulmalıdır.
- Tüm değerlendirmeler, uygulanan müdahaleler (pozisyon değişiklik saatleri, kullanılan malzemeler) ve deri bulguları ayrıntılı ve doğru bir şekilde kayıt altına alınmalıdır. Bu, bakımın sürekliliği ve etkinliğinin değerlendirilmesi için hayati öneme sahiptir.
- Risk yüksekse veya ülser gelişirse, protokole uygun olarak ileri tedavi ve yara bakımı planlanmalıdır.
Sonuç:
Basınç ülseri önleme, hemşirelik bakımının temel ve proaktif bir unsurudur. Bilimsel kanıtlara dayalı, sistematik ve bütüncül bir yaklaşım (değerlendirme, müdahale, eğitim ve işbirliği) ile bu önemli sağlık sorununun insidansı büyük ölçüde azaltılabilir. Bakım planı, her hastanın dinamik ihtiyaçlarına göre bireyselleştirilmeli ve sürekli gözden geçirilmelidir. |