Mide ülseri ameliyatı hangi yöntemlerle gerçekleştirilir?

Mide ülseri, ilaç tedavilerine yanıt vermediğinde veya ciddi komplikasyonlara yol açtığında cerrahi müdahale gündeme gelir. Bu yazı, açık ve kapalı cerrahi teknikler, uygulanan temel prosedürler ile ameliyat sonrası süreç ve olası yan etkiler hakkında detaylı bilgiler sunmaktadır.

Konu kakkında 1 soru soruldu ve cevaplandı

Mide Ülseri Ameliyatı: Yöntemler ve Süreçler

Mide ülseri (peptik ülser), mide veya onikiparmak bağırsağında (duodenum) mide asidi ve sindirim sıvılarının neden olduğu doku kaybıdır. Çoğu ülser, ilaç tedavisi (asit baskılayıcılar, antibiyotikler) ve yaşam tarzı değişiklikleri ile iyileşir. Ancak, bazı durumlarda cerrahi müdahale gerekli hale gelir. Ameliyat genellikle aşağıdaki durumlarda düşünülür:

İlaç tedavisine yanıt alınamaması
Ülserin kanama, delinme (perforasyon) veya tıkanıklık gibi ciddi komplikasyonlara yol açması
Kanser şüphesi olması
Sık sık nüks etmesi (tekrarlaması)

Cerrahi Yöntemler

Mide ülseri ameliyatlarının temel amaçları; ülserin neden olduğu sorunu gidermek (kanamayı durdurmak, deliği kapatmak), mide asit üretimini azaltmak ve ülserin tekrarlama riskini en aza indirmektir. Günümüzde açık ve kapalı (laparoskopik) cerrahi teknikler kullanılır.

1. Laparoskopik (Kapalı) Cerrahi

Bu modern yöntemde, karın duvarına açılan birkaç küçük kesiden (genellikle 0.5-1 cm) içeriye kamera (laparoskop) ve cerrahi aletler sokularak ameliyat gerçekleştirilir.

Avantajları: Daha az ağrı, daha kısa hastanede kalış süresi, daha hızlı iyileşme, daha küçük izler ve enfeksiyon riskinin daha düşük olması.
Uygulanan Prosedürler: Laparoskopik yöntemle aşağıdaki işlemlerin çoğu gerçekleştirilebilir. Ancak, hastanın genel durumu, ülserin yeri ve cerrahın tecrübesi yöntem seçimini belirler.

2. Açık Cerrahi

Karın duvarında daha büyük bir kesi açılarak yapılan geleneksel yöntemdir. Genellikle acil durumlarda (şiddetli kanama, delinme), laparoskopik cerrahinin uygun olmadığı veya teknik olarak zor olduğu kompleks vakalarda tercih edilir.

3. Temel Cerrahi Prosedürler (Hem Açık Hem de Laparoskopik Olarak Uygulanabilir)

Vagotomi: Mide asidi salgısını uyaran vagus sinirinin kesilmesi veya çıkarılması işlemidir. Asit üretimini azaltmak için yapılır. Genellikle tek başına değil, diğer işlemlerle birlikte uygulanır.
Proksimal Gastrik Vagotomi (PGV - Yüksek Seçici Vagotomi): Sadece mide gövdesini (asit üreten bölge) innerve eden vagus siniri liflerinin kesilmesidir. Midenin boşalma fonksiyonunu sağlayan dallara dokunulmaz. Özellikle duodenal ülserlerde tercih edilen, midenin anatomisini koruyan bir yöntemdir.
Antrektomi: Midenin alt kısmındaki antrum bölgesinin (gastrin hormonu salgılayan bölge) çıkarılmasıdır. Gastrin salgısı azaltılarak asit üretimi düşürülür. Genellikle vagotomi ile birlikte yapılır.
Piloroplasti: Midenin çıkış kapısı olan pilor kanalının genişletilmesi işlemidir. Vagotomi sonrası mide boşalmasında yavaşlama olabileceği için buna bağlı komplikasyonları önlemek amacıyla yapılır.
Ülser Eksizyonu (Çıkarılması): Özellikle kanayan veya delinmiş ülserin olduğu doku bölgesinin çıkarılmasıdır. Delinme durumunda delik bölge kapatılır (üzeri dikilir).
Gastrektomi (Kısmi Mide Rezeksiyonu): Midenin ülserli kısmının bir bölümünün çıkarılmasıdır. Çıkarılan mide kısmının büyüklüğü ülserin yerine ve boyutuna bağlıdır. En yaygın tipleri:
- Billroth I: Midenin çıkarılan kısmından sonra kalan mide direktttttttttttt olarak onikiparmak bağırsağına bağlanır.
- Billroth II: Kalan mide, onikiparmak bağırsağı devre dışı bırakılarak, ince bağırsağın bir sonraki bölümü olan jejunuma bağlanır. Onikiparmak bağırsağı da jejunuma ayrı bir açıklıktan bağlanır.

Ameliyat Sonrası Süreç ve Olası Yan Etkiler

Ameliyat sonrası birkaç gün hastanede kalınır. İlk günler sıvı, ardından yavaş yavaş püre ve katı gıdalara geçilen bir diyet programı uygulanır.

Cerrahi, ülseri tedavi etmekle birlikte bazı yan etkilere de yol açabilir:

Dumping Sendromu: Özellikle mide rezeksiyonu sonrası, hızlı mide boşalmasına bağlı olarak yemek sonrası halsizlik, çarpıntı, terleme, ishal gibi belirtiler görülebilir.
Emilim Bozuklukları: Besinlerin (özellikle demir, kalsiyum, B12 vitamini) emiliminde azalma olabilir, bu da kansızlığa neden olabilir.
Tekrarlayan Ülser: Nadiren ameliyat bölgesinde veya ince bağırsakta yeni ülserler oluşabilir.
Kilo Kaybı: Midenin küçülmesine bağlı olarak daha az yemek yenmesi sonucu görülebilir.

Sonuç

Mide ülseri ameliyatı, günümüzde ilaç tedavilerinin (özellikleHelicobacter pylorieradikasyonu) gelişmesiyle eskisine göre çok daha nadir uygulanmaktadır. Ancak komplikasyonlu veya tedaviye dirençli vakalarda hayat kurtarıcı ve yaşam kalitesini artırıcı bir seçenektir. Cerrahi yöntem seçimi, ülserin tipine, yerine, komplikasyon varlığına, hastanın genel sağlık durumuna ve cerrahın deneyimine göre kişiselleştirilerek belirlenir. Ameliyat öncesi ve sonrası dönemde hasta, doktor ve diyetisyen iş birliği içinde olmalıdır.

Yeni Soru Sor / Yorum Yap