Stres Ülseri Nedir?
Stres ülseri, fiziksel veya psikolojik ağır stres durumlarında mide veya onikiparmak bağırsağında (duodenum) gelişen akut mukoza hasarı ve yaralardır. Genellikle yoğun bakım hastalarında, ağır yanıklarda, büyük cerrahi operasyonlar sonrasında, kafa travmalarında veya şiddetli enfeksiyonlarda görülür. "Stres" kelimesi burada günlük hayattaki psikolojik stresten ziyade, vücudun sistemik ve fizyolojik dengesini bozan ciddi bir durumu ifade eder.
Oluşum Mekanizması (Patofizyoloji)
Stres ülserinin oluşması, mide mukozasının koruyucu mekanizmaları ile saldırgan faktörler (asit, pepsin) arasındaki dengenin bozulması sonucu gerçekleşir. Bu süreç birkaç adımda gerçekleşir:
- Sempatik Sinir Sistemi Aktivasyonu ve İskemi: Ağır stres durumunda vücut "savaş ya da kaç" tepkisi verir. Sempatik sinir sistemi aşırı aktive olur, bu da mide-bağırsak kan damarlarında şiddetli büzüşmeye (vazokonstriksiyon) yol açar. Mide mukozasına giden kan akımı azalır (iskemi). Kanlanması azalan mukoza hücreleri yeterli oksijen ve besin alamaz, atık ürünler birikir. Bu durum hücrelerin bütünlüğünü bozar, onarımlarını engeller ve asite karşı direncini düşürür.
- Mukus ve Bikarbonat Bariyerinin Zayıflaması: İskemi, mide duvarında koruyucu bir tabaka oluşturan mukus ve bikarbonat salgısını azaltır. Normalde bu tabaka mide asidinin mukoza ile direktttttttttttt temasını engeller. Bariyer zayıflayınca asit ve pepsin (protein sindirim enzimi) mukoza hücrelerine doğrudan zarar vermeye başlar.
- Asit Geri Difüzyonu: Hasarlı mukoza bariyeri, mide boşluğundaki hidrojen iyonlarının (asit) mukoza dokusunun derinliklerine geri sızmasına izin verir. Bu, doku hasarını daha da şiddetlendirir ve ülserasyonu hızlandırır.
- Hücresel Onarım Mekanizmalarının Bozulması: Stres altında, mukoza hücrelerinin hızlı yenilenme ve hasarı onarma kapasitesi düşer.
- Sistemik Enflamasyon ve Serbest Radikaller: Ağır travma, sepsis veya yanık gibi durumlarda vücutta yaygın bir enflamasyon başlar. Bu süreçte açığa çıkan sitokinler ve serbest radikaller, mide mukozasında ek hasara yol açar.
- Gastrin ve Asit Salgısındaki Değişiklikler: Stres durumunda gastrin hormonu ve mide asit salgısı genellikle artmaz, hatta bazen azalabilir. Ancak, yukarıdaki mekanizmalar nedeniyle mukozanın savunması o kadar ciddi şekilde bozulmuştur ki, normal hatta azalmış seviyedeki asit bile ciddi hasar verebilir hale gelir.
Risk Faktörleri ve Tetikleyiciler
Stres ülseri gelişimi için en yüksek risk taşıyan durumlar şunlardır:
- Mekanik ventilasyon (48 saatten uzun süre solunum cihazına bağlı olmak)
- Koagülopati (pıhtılaşma bozukluğu)
- Hipoperfüzyon (şok, kanama, kalp yetmezliği gibi nedenlerle organlara yetersiz kan gitmesi)
- Büyük yanıklar (Curling ülseri)
- Kafa travması veya beyin cerrahisi (Cushing ülseri)
- Büyük cerrahi operasyonlar
- Çoklu organ yetmezliği
- Sepsis (ağır enfeksiyon)
- Karaciğer veya böbrek yetmezliği
- Oral beslenememe ve yüksek doz kortikosteroid/kanser ilacı kullanımı (tartışmalı risk faktörleri)
Klinik Belirtiler ve Tanı
Stres ülserleri genellikle sessiz seyreder ve ilk belirti ani, masif bir üst gastrointestinal sistem kanaması (hematemez - kanlı kusma, melena - katran gibi siyah dışkı) veya perforasyon (delinme) olabilir. Tanı, öncelikle yüksek riskli hastalarda bu komplikasyonlardan şüphelenilmesiyle başlar. Kesin tanı, üst gastrointestinal sistem endoskopisi (gastroskopi) ile konur. Endoskopide mide veya duodenumda genellikle yüzeyel, çok sayıda, küçük erozyonlar (sıyrıklar) veya ülserler görülür.
Korunma ve Tedavi
Stres ülserlerinin tedavisinden daha önemlisi, yüksek riskli hastalarda önlenmesidir (profilaksi).
- Profilaksi (Koruyucu Tedavi): Yoğun bakım ünitelerinde mekanik ventilasyon altındaki veya koagülopati gibi majör risk faktörü taşıyan hastalara düzenli olarak profilaksi uygulanır. İki ana yöntem vardır:
- Asit Süpresyonu: Proton pompası inhibitörleri (PPI'lar - örn. pantoprazol) veya H2 reseptör blokerleri (örn. famotidin) damar yolu veya mide tüpü ile verilerek mide asiditesi azaltılır.
- Sitoprotektif Ajanlar: Sükralfat gibi ilaçlar mukoza yüzeyini kaplayarak koruyucu bir bariyer oluşturur. Asidi baskılamaz.
- Altta Yatan Stres Durumunun Tedavisi: Sepsisin kontrol altına alınması, kan basıncının düzeltilmesi, doku perfüzyonunun iyileştirilmesi ve beslenme desteği temel yaklaşımdır.
- Aktif Kanama veya Perforasyonun Tedavisi: Kanama durumunda endoskopik müdahaleler (enjeksiyon, koterizasyon, klip uygulama) uygulanır. Perforasyon veya kontrol edilemeyen kanamalarda cerrahi gerekebilir.
Sonuç
Stres ülseri, hayatı tehdit eden sistemik bir hastalığın gastrointestinal sistemdeki yansımasıdır. Oluşumunun temelinde, ağır stresin neden olduğu mukoza iskemisi ve savunma bariyerlerinin çökmesi yatar. Modern yoğun bakım ünitelerinde uygulanan etkili profilaksi yöntemleri sayesinde, ciddi kanama ve ölüm riski önemli ölçüde azaltılmıştır. Tedavinin odak noktası, asıl stres kaynağı olan hastalığın tedavisi ve komplikasyonların önlenmesidir. |